***TCMB Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti***

  • 19.09.2019 14:02

12 Eylül 2019 tarihinde gerçekleştirilen Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti:
"Enflasyon Gelişmeleri

Tüketici fiyatları Ağustos ayında yüzde 0,86 oranında artmış,
yıllık enflasyon 1,64 puan düşerek yüzde 15,01’e gerilemiştir.
Enflasyondaki düşüşte büyük ölçüde temel mal ve enerji grupları
belirleyici olurken, gıda yıllık enflasyonundaki yavaşlama eğilimi
sürmüştür. Türk lirasındaki istikrarın yanı sıra enflasyon
beklentilerindeki iyileşme, emtia fiyatları ve iç talep koşullarının
seyri çekirdek enflasyon göstergelerinin yıllık enflasyonundaki düşüşü
desteklemiştir. Bu görünüm altında, çekirdek göstergelerin
eğilimindeki ılımlı seyir korunmuştur. Eylül ayında bir önceki yıldan
gelen yüksek baz etkisinin de katkısıyla enflasyonda belirgin bir
düşüş kaydedilecektir.
Gıda ve alkolsüz içecekler grubu yıllık enflasyonu Ağustos ayında
0,99 puan düşerek yüzde 17,22’ye gerilemiştir. Bu dönemde yıllık
enflasyon hem işlenmemiş hem de işlenmiş gıda grubunda gerilemiştir.
Ertelenmiş maliyet etkilerine bağlı olarak Mayıs ayından itibaren
yüksek artışlar gösteren işlenmiş gıda fiyatlarının aylık artış
eğilimi Ağustos ayında yavaşlamıştır. Öncü göstergeler yıllık gıda
enflasyonundaki yavaşlama eğiliminin Eylül ayında da sürdüğüne işaret
etmektedir.
Enerji grubu fiyatları Ağustos ayında yüzde 0,34 oranında
artmıştır. Bu dönemde, Türk lirasındaki ılımlı seyir ve petrol
fiyatlarındaki gerilemeye bağlı olarak düşen akaryakıt fiyatları,
doğalgaz fiyatlarındaki yükselişin etkisini sınırlamıştır. Eylül
ayında doğalgaz fiyatlarında yapılan ayarlamanın yukarı yönlü etkisine
rağmen, enerji grubu yıllık enflasyonunun baz etkisiyle gerilemeye
devam edeceği öngörülmektedir. Ağustos ayında tütün ürünleri fiyatları
yüzde 20,84 oranında artmış ve grubun yıllık tüketici enflasyonuna
katkısı 0,99 puan yükselmiştir.
Ağustos ayında temel mal grubu yıllık enflasyonu 4,79 puanlık
düşüşle yüzde 13,02 olarak gerçekleşmiştir. Bu gelişmede dayanıklı ve
diğer temel mal gruplarının etkisi öne çıkmış, giyim grubu yıllık
enflasyonu ise sınırlı bir artış göstermiştir. Dayanıklı mal grubu
fiyatları beyaz eşya fiyatlarındaki artışa karşın, otomobil
fiyatlarındaki düşüş öncülüğünde gerilemiştir. Diğer temel mallar
grubu fiyatları, 2010 yılının Haziran ayından bu yana ilk defa sınırlı
da olsa aylık bazda düşüş kaydetmiştir. Bir önceki yıldan gelen
belirgin baz etkisinin yanı sıra yakın dönemdeki döviz kuru
gelişmeleri ve iktisadi faaliyetteki ılımlı seyrin etkisiyle temel mal
grubu enflasyonundaki yavaşlama eğiliminin sürdüğü
değerlendirilmektedir.
Hizmet grubu fiyatları Ağustos ayında yüzde 1,12 oranında
yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 0,38 puan gerileyerek yüzde 14,19
olmuştur. Yıllık enflasyon lokanta-otel ve haberleşme gruplarında
gerilerken, kira ve ulaştırma gruplarında yatay seyretmiş, diğer
hizmetlerde ise artış göstermiştir. Lokanta-otel grubunda yemek
hizmetleri kaynaklı görülen yavaşlamada gıda fiyatlarındaki ılımlı
seyir de etkili olmuştur. Diğer hizmetler grubundaki yüksek aylık
artışta ise temel belirleyici özel üniversite ücretlerinde gözlenen
yükseliş olmuştur. Bu görünümle hizmet grubu ana eğiliminde sınırlı
bir yavaşlama izlenmiştir. Bu dönemde, iç talep koşullarının hizmet
enflasyonu üzerindeki düşürücü etkisinin bazı kalemlerdeki birikimli
maliyet artışları, reel birim işgücü maliyetleri ve geçmiş enflasyona
endeksleme eğilimine bağlı olarak sınırlandığı değerlendirilmektedir.
Eylül ayında, ulaştırma hizmetlerinde şehir içi ulaşım kalemi kaynaklı
fiyat artışlarının gözleneceği öngörülmektedir.

Enflasyonu Etkileyen Unsurlar

Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetteki ılımlı
toparlanma eğiliminin devam ettiğini göstermektedir. Sanayi üretimi
Temmuz ayında, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık
bazda yüzde 4,3 oranında yükselerek, Haziran ayında uzatılan bayram
tatilinin de etkisiyle görülen düşüşün geçici olduğunu göstermiştir.
Bu görünüm, son dönemde sanayi üretimindeki artışı destekleyen diğer
ulaşım araçları sektörü dışlandığında da korunmaktadır. Öncü
göstergeler, ılımlı toparlanma eğiliminin üçüncü çeyrekte devam
ettiğine ve iktisadi faaliyetin sektörel yayılımının bir miktar
iyileştiğine işaret etmektedir.
Küresel büyüme görünümündeki zayıflamaya rağmen rekabet gücündeki
gelişmelerin etkisiyle mal ve hizmet ihracatı artış eğilimini
sürdürmekte, özellikle turizmdeki güçlü seyir doğrudan ve bağlantılı
sektörler kanalıyla iktisadi faaliyeti desteklemektedir. Son dönemde
başta Avrupa Birliği ülkeleri kaynaklı olmak üzere küresel büyüme
görünümünde kısmi yavaşlama sinyalleri gözlenmekle birlikte dış talep
nispeten gücünü korumaktadır. Avrupa Birliği bölgesine yapılan ihracat
miktarındaki kısmi yavaşlamaya rağmen, diğer bölgelerdeki güçlü
performans mevsimsellikten arındırılmış altın hariç ihracat miktar
endeksinin artış eğilimini korumasını sağlamıştır. Aynı dönemde,
yabancı ziyaretçi sayısı ile seyahat ve taşımacılık gelirlerindeki
güçlü artış eğilimi de korunmuş ve hizmet ihracatının büyümeye desteği
devam etmiştir. Turizmdeki güçlü seyrin, başta giyim olmak üzere
dayanıksız tüketim malları üretimi ve taşımacılık hizmetleri gibi
sektörler kanalıyla ekonomiye yayılımı, yurt içi yerleşik talebindeki
zayıf seyri kısmen telafi etmektedir.
Büyüme kompozisyonu dış dengeyi olumlu etkilemektedir. Yurt içi
talep görünümüne bağlı olarak firmaların dış piyasalara yönelme
eğilimi ve pazar çeşitlendirme esnekliği mal ihracatını
desteklemektedir. Gecikmeli döviz kuru etkileri, krediler ve iktisadi
faaliyetteki ılımlı seyir ithalat talebini sınırlamakta, turizmdeki
güçlü seyirle birlikte dış dengedeki iyileşme hızlı bir şekilde devam
etmektedir. Bu doğrultuda, cari işlemler dengesindeki iyileşme
eğiliminin sürmesi beklenmektedir.
İşgücü piyasası verileri nispeten zayıf seyretmektedir. 2019
yılının Mayıs dönemi verilerine göre Nisan dönemine kıyasla tarım dışı
istihdam azalmış, tarım dışı işsizlik oranı ise artmıştır. İstihdamın
sektörel kompozisyonu incelendiğinde, bir önceki döneme kıyasla,
sanayi istihdamı yataya yakın seyrederken, hizmet ve inşaat
sektörlerinde istihdam düşüş kaydetmiştir.
Özetle, önümüzdeki dönemde net ihracatın büyümeye katkısını
sürdüreceği enflasyondaki düşüş eğilimiyle birlikte risk primi ve
finansal koşullardaki iyileşmenin ekonomideki kademeli toparlanmayı
destekleyeceği öngörülmektedir. Bu görünüm altında toplam talep
koşullarının enflasyona düşüş yönlü katkısını sürdürmesi
beklenmektedir.

Para Politikası ve Riskler

Küresel iktisadi faaliyet, özellikle Euro Bölgesi ve Çin’deki
yavaşlamanın etkisiyle ivme kaybını sürdürürken başta imalat sektörüne
ilişkin veriler olmak üzere gerileyen öncü göstergeler yavaşlamanın
devam edeceğine işaret etmektedir. ABD ve Çin arasındaki ticaret
anlaşmazlıklarının devam etmesi ve korumacılık önlemlerinin başka
ülkelere de yayılma ihtimali, Euro Bölgesi’nde yavaşlamanın
belirginleşmesi, Brexit’e ilişkin belirsizliklerin sürmesi ve diğer
jeopolitik gelişmeler küresel ekonomi politikaları üzerindeki
belirsizliğin yüksek seyretmesine ve küresel finansal piyasalardaki
kırılganlıkların sürmesine neden olmaktadır. Söz konusu unsurlar,
küresel ekonomik aktivite üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı
tutmaktadır.
Emtia fiyatları küresel iktisadi faaliyetin ivme kaybetmesiyle
talep kaynaklı olarak düşüşünü sürdürerek gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerde enflasyondaki aşağı yönlü seyri desteklemektedir. Küresel
iktisadi faaliyetin yavaşlamasına ek olarak, ham petrolde artan arz
fazlası, önümüzdeki dönemde ham petrol fiyatlarının ılımlı bir seyir
izleyeceğine işaret etmekle birlikte, jeopolitik riskler önemini
korumaktadır.
Yakın dönemde küresel iktisadi faaliyetin zayıflaması ve
enflasyona dair aşağı yönlü risklerin belirginleşmesiyle gelişmiş ülke
merkez bankaları para politikaları genişleyici yönde şekillenmeye
başlamıştır. Bu durum, gelişmekte olan ülke finansal varlıklarına
yönelik talebi ve risk iştahını desteklemekle birlikte, korumacılık
önlemleri ve küresel ekonomi politikalarına dair diğer belirsizlikler
gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımları üzerinde aşağı yönlü
risk unsurları olarak öne çıkmaktadır. Söz konusu unsurların gerek
sermaye akımları gerekse dış ticaret kanalıyla finansal piyasalar ve
yurt içi iktisadi faaliyet üzerinde oluşturabileceği etkiler yakından
takip edilmektedir.
Türkiye ülke risk primi, para politikasındaki temkinli duruş ve
makroekonomik göstergelerdeki iyileşmenin yanı sıra, gelişmiş
ülkelerde genişleyici yönde şekillenmeye başlayan para politikası
görünümüne bağlı olarak Haziran ayının ikinci yarısında geriledikten
sonra dalgalı bir seyir izlemiştir. Ülke risk primi ve kur
oynaklığının yüksek seviyelerde seyretmeye devam etmesi ve süregelen
küresel belirsizlikler ile jeopolitik riskler orta vadeli enflasyon
görünümü üzerindeki yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır.
Temmuz ayında yapılan faiz indirimi ve takip eden döneme ilişkin
indirim beklentileri kredi ve mevduat faizlerinin bir önceki PPK
dönemine göre belirgin oranda gerilemesine neden olmuştur. Mevduat
faizlerindeki düşüşe rağmen, Türk lirasının istikrarlı seyri ve
enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin de etkisiyle son dönemde
mevduatta Türk lirasına yönelimin arttığı görülmektedir. Tüketici
kredilerinde destekleyici kredi paketleri ve mevsimsel ihtiyaçların da
etkisiyle canlanma görülürken, ticari kredi büyümesi yatay
seyretmektedir. Söz konusu gelişmede genel ekonomik görünüme ilişkin
beklentilerin yol açtığı arz yönlü etkilere ilave olarak, ertelenmiş
kredi talebinin ve yatırımlardaki zayıf seyrin etkili olduğu
değerlendirilmektedir. Önümüzdeki dönemde, bankacılık sektörü likidite
ve sermaye yeterlilik oranlarındaki iyileşmenin ve faizlerdeki düşüşün
kredi büyümesini destekleyeceği öngörülmektedir. Kredi koşullarındaki
normalleşmenin hızı, kapsamı ve sürdürülebilirliği iktisadi faaliyet
görünümü açısından önemli olacaktır.
İç talep koşullarının enflasyon üzerindeki sınırlayıcı etkisine
karşın, enflasyon beklentilerinin bulunduğu seviyeler orta vadeli
enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk oluşturmaya devam
etmektedir. Enflasyon beklentilerinin çıpalanması, para politikası
etkinliğinin desteklenmesi ve enflasyon-büyüme ödünleşiminin
sınırlanması açısından kritik önem taşımaktadır.
Gıda fiyatlarının seyri, enflasyonun kısa vadeli görünümü üzerinde
etkili olabilecek risk unsurlarından biridir. İşlenmiş gıda fiyatları
üzerindeki birikmiş maliyet etkileri büyük ölçüde tamamlanmış ve bu
grupta Ağustos ayında ılımlı bir fiyat artışı kaydedilmiştir.
İşlenmemiş gıda enflasyonu ise olumlu görünümünü korumaktadır. Bu
çerçevede, gıda fiyatlarının seyrinin enflasyonun kısa vadeli görünümü
üzerinde oluşturabileceği risklerin Temmuz Enflasyon Raporu
öngörülerine göre aşağı yönde seyrettiği değerlendirilmektedir.
Enflasyon görünümündeki iyileşme devam etmektedir. İç talep
gelişmeleri ve parasal sıkılık düzeyi enflasyondaki düşüşü
desteklemektedir. Enflasyonun ana eğilimine dair göstergeler, arz
yönlü faktörler ve ithalat fiyatları enflasyon görünümünü olumlu
etkilemektedir. Bu gelişmelere bağlı olarak, güncel tahminler yılsonu
itibarıyla enflasyonun Temmuz Enflasyon Raporu’nda verilen öngörülerin
bir miktar altında kalabileceğine işaret etmektedir. Bu çerçevede
Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak,
politika faizinin 325 baz puan indirilmesine karar vermiştir. Gelinen
noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon
patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olduğu değerlendirilmektedir.
Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk
priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve
ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem
taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen
patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki
temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal
sıkılığın düzeyi ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak
enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde
belirlenecektir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar
amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam
edecektir.
Kurul, son dönemde ülke risk priminde görülen iyileşme sürecinin
devam etmesinin fiyat istikrarı ve finansal istikrar açısından önemini
vurgulamıştır. Bu kapsamda, para politikası etkinliğinin
desteklenmesi ve olası enflasyon-büyüme ödünleşiminin asgariye
indirilmesi açısından makro finansal politikaların finansal oynaklık
ve risk primini düşürmeye odaklı bir şekilde belirlenmesi ve maliye
politikasının öngörülebilirliğinin güçlendirilmeye devam edilmesi
kritik önem arz etmektedir.
Para politikası duruşu oluşturulurken, maliye politikasına dair
esas alınan görünüm fiyat istikrarı ve makroekonomik dengelenmeye
odaklı, para politikasıyla eşgüdüm arz eden bir politika duruşu
içermektedir. Bu doğrultuda, yönetilen/yönlendirilen fiyat ve vergi
ayarlamalarının geçmiş enflasyona endeksleme davranışının
azaltılmasına yardımcı olacak şekilde belirleneceği varsayılmıştır.
Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve
bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde
para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir.
Para politikası ve maliye politikası arasında kuvvetlendirilen
eşgüdümün sürekli ve sistematik bir yapıya dönüştürülmesi yönünde
yürütülmekte olan ortak çabaların fiyat istikrarını sağlamaya katkıda
bulunması beklenmektedir. Bunun yanı sıra, enflasyondaki katılık ve
oynaklıkları azaltacak yapısal adımlara devam edilmesi fiyat
istikrarına ve dolayısıyla toplumsal refaha olumlu katkıda
bulunacaktır.
Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe
yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle
vurgulanmalıdır."

http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TR/TCMB+TR/Main+Menu/Duyurular/Basin/2019/DUY2019-37

Foreks Haber Merkezi ( haber@foreks.com )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey